BİR KASIM DÜŞÜ

    Yalnızlığımın içine pek çok hayal sığdırmak gibi bir yeteneğim vardı bir zamanlar. Herkes elini eteğini çektiğinde , gecenin uçsuz bucaksız dinginliğinde pek çok yerde , karakterde düşlediğim dünyada hayal ederdim. Sadece benim bildiğim bu alemde uykuya dalmadan evvel bir masal yaşatırdım kendime. Çünkü gerçekliğe açıldığında gözlerim işler pek de yolunda gitmiyordu. Kalabaklıklar  içinde çoğunluktan biri gibi olmaya çalışsam da bir türlü uyduramıyordum kendimi olaylara. Farklı maskelerle aralarında varolup ,tıpkı onlar gibi bende buradayım demeye çalıştım defalarca. Lakin her seferinde ya dışlandım ya da kendim kaçtım onlardan. Sonra kendi masallarıma dönüverdim tıpkı bir bağımlının koşarak kendini uyuşturması gibi . 
       
     Sonra bir gün tam kendimi boşluğa salmışken , hayaller aleminden vazgeçmişken , bir fısıltı çalındı kulağıma , buz kesen ellerimden bir filiz yeşerdi . Filiz büyüdükçe benim masal dediğim her şey gerçeğin kendisi oluverdi. Hatta öyle ki hayallerimin bile ötesinde bir dünyada gezinirken buldum kendimi . Severken korkmayan ; sevdikçe çoğalan , güçlenen ve kendini bulan bir kadın oldum . Cesaret bile  edemeyeceği yollara koyuldu o kadın .Elini tutan o güçlü eller ile tek vücut olup Don Kişot edasıyla yollar taşlı demeyip kendi hikayelerinin kahramanı oldular. Ayrı geçen yıllara inat kısacık sürelerde büyük galibiyetleri kutladılar. O kısacık sürelere unutulmayacak , onları her gün birbirine daha sıkı sıkıya bağlayacak ölümsüz anlar yarattılar . Geçmiş defterleri yakarak ,kendi sayfalarını doldurmaya başladılar. Birlikte yeniden doğdular .Her güne ,birlikte ,gülümseyerek , iyikilerle başladılar. 
  
     Bütün bu olanlar olacak olanlar onların kaderiydi .Farklı zamanlar farklı yerlerden geçip en doğru anda birbirlerini sobelediler. 

   Bu iki ruh nefes aldığı müddetçe hatta farklı diyarlarda bile okuyacak birbirlerinin kalbini .

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar